Eğer minik yavrunuz beklenmedik bir anda gözyaşlarına boğulur ve ardından soluk almayı keserse, bu durum endişe kaynağı olabilir. Deri tonunun maviye ya da solgun bir renge dönüşmesi ve bilinç kaybının eşlik etmesi durumunda, çocuğunuzun katılma nöbeti yaşadığı düşünülebilir. Bu durum, çocuğunuzun sağlığı açısından önemli bir uyarı olabilir ve hızlıca müdahale gerektirebilir.
Katılma, genellikle çocukların ağladıktan veya öksürdükten sonra soluğunu tutması durumudur.
Çocukların yaşadığı nefes kesilme durumlarına, bazen bayılma veya kasılma belirtileri eşlik edebilir ve bu duruma ‘katılma’ adı verilir. Genellikle çeşitli duygusal tetikleyiciler, özellikle sinirlilik, ağrı veya korku gibi durumlar, çocuklarda katılma durumunu tetikler.
Ancak bir refleks harekettir ve bir davranış bozukluğu değildir.
Bu durum, çocukların duygusal tepkilerinin bir yansıması olup, genellikle kontrol dışı bir şekilde gerçekleşir. Çocukların bu türden bir durumla karşı karşıya kalması, onların duygusal dünyalarının karmaşıklığını ve hassasiyetini bir kez daha gözler önüne serer. Bu nedenle, çocukların duygusal tepkilerini anlamak ve yönetmek, onların sağlıklı bir şekilde büyüyüp gelişmeleri için hayati önem taşır.
Bu durum genellikle 6 ay ile 6 yaş arasındaki çocuklarda görülür ve çoğunlukla 2 yaşına kadar başlar.
Genellikle 6 ay ile 4 yaş arasındaki çocuklarda görülürken, nadiren 2-3 aylık bebeklerde ve 6-7 yaşındaki çocuklarda da rastlanabilir. Her 100 çocuktan yaklaşık 45’inde bu durum gözlemlenir ve ailesel bir eğilim söz konusudur.
Katılmalar genellikle iki türde görülür: Morarma ile seyreden siyanotik ve solukluk tipi.
-
Morarma ile seyreden tipi (siyanotik tip): Siyanotik tip morarma, çocukların %80-90’ında görülür. Çocuk genellikle önce kızarır, nefesi kesilir ve sonra morarır. Bu durum genellikle korku veya isteklerinin yerine getirilmemesi gibi durumlarda ortaya çıkar ve genellikle birkaç saniye ile birkaç dakika sürer. Atak sırasında nadiren kasılma ve bayılma da olabilir.
-
Solukluk ile seyreden tip: Bu tip solukluk durumu nadir görülür ve genellikle kalp hızındaki yavaşlama sonucu çocuğun rengi soluklaşır. Bazı çocuklarda morarma veya solma şeklinde değişkenlik gösterir. Bu durumun sıklığı yılda bir defadan, günlük birkaç defaya kadar değişebilir. Kısa süreli şuur kaybı yaşanabilir ancak normal solunum hemen başlar.
Çocukluk döneminde görülen katılma vakalarının tanısı, nöbetin gözlemlenmesi veya video kayıtlarının incelenmesi ile konulabilir.
Ancak, katılma belirtileri epilepsiye benzer şekillerde, örneğin kasılmalar şeklinde görülüyorsa, beyin elektrosu (EEG) çekilmesi gerekebilir. Katılmanın altında yatan başka bir sağlık sorunu olabileceğini düşünen doktorlar, ek testler talep edebilirler.
Özellikle demir eksikliği anemisi, katılma durumlarını tetikleyebilir. Bu nedenle, tam kan sayımı testi de gerekebilir. Bu durumlar, çocuklarda katılma tanısının doğru bir şekilde konulabilmesi için önemlidir.
Çocuklarda gözlenen katılma durumu için belirli bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır ve aslında böyle bir tedaviye de ihtiyaç duyulmaz.
Önemli olan, katılma esnasında çocukların yaralanmalarını engellemek adına evde belirli önlemler alınmasıdır. Çocuğunuzun başının sivri ve sert yüzeylere çarpmaması için gerekli tedbirleri alın. Zamanla, katılma nöbetlerinin sıklığı ve yoğunluğu azalır ve tamamen unutulur. Unutmayın, katılma tehlike arz etmeyen bir durumdur. Bu süreçte soğukkanlılığınızı muhafaza etmeniz çok önemlidir.
Bazı uzmanların önerisi de, videoda göründüğü gibi panik yapmadan çocuğun suratına üflemeniz gerektiği yönünde.
