Araştırma sonuç verdi: Geniş yapraklı bitkiler kenti serinletiyor olabilir mi?

Bursa Teknik Üniversitesi: Geniş Yapraklı Bitkilerin Kentsel Serinlemeye Etkisi Araştırıldı

Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Mimarlık Fakültesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, çınar, meşe, ıhlamur gibi geniş yapraklı, geniş taçlı ve kaba dokulu bitkilerin kentsel serinleme üzerinde olumlu etkileri olduğu gözlemlendi.

BTÜ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Araştırma Görevlisi Onur Aksoy ve Peyzaj Mimarlığı Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kamil Erken, geçen yıl temmuz ayında kentsel alanlarda bitkisel, yapısal ve konumsal faktörlerin kentsel serinlemeye etkisi hakkında çalışma yürütmeye başladı.

Erdem Saker Botanik Parkı, Hüdavendigar Kent Parkı, Reşat Oyal Kültür Parkı ve Bursa Teknik Üniversitesi yerleşkesi başta olmak üzere 4 farklı bölgede 1 yılı aşkın süredir hava sıcaklıklarının değişkenlik gösterdiği gün ve saatlerde ölçümler yapıldı.

Çalışmalarda geniş yapraklı, geniş taçlı ve kaba dokulu bitkilerin gölgesi ile asfalt zemin, çim alan, araç kaportaları gibi çeşitli yerlerde sıcaklık ölçüldü.

Ölçümlerde, hava sıcaklığının meteoroloji verilerine göre 40 derece olduğu bir günde çınar, meşe, ıhlamur gibi geniş yapraklı ağaçların gölgesi 32 ila 35 dereceye düştü, sert zemin olan asfalt beton gibi yerler ise 60 dereceyi aşan ölçümler kaydedildi.

Kent genelinde geniş taçlı ve kaba dokulu bitkilerin bulunduğu alanların yaygınlaştırılması halinde kentsel serinlemenin daha fazla hissedileceği ortaya konuldu.

“Sadece insanlar için değil cansız varlıklar için de tehlikeli bir sıcaklık”

Projenin hayata geçirilmesi durumunda, kentsel serinleme, küresel ısınma gibi birçok alanda etkisinin hissedilebileceğini dile getiren Erken, şöyle devam etti:

Meteorolojiye göre 40 derece olan sıcaklığın sert zeminlerde 65 dereceye kadar çıktığını gördük. 62 ila 65 derece arasında farklı ölçümler yaptık. Aynı ölçümleri genelde otoparklarda güneşin altına bırakılan aracın kaportasında 85 dereceye kadar çıktığını fark ettik. Bu tehlikeli bir sıcaklık. Normalde 40 derece olan sıcaklığın bitkilerin bulunduğu yerlerde 32 ila 35 dereceye kadar düştüğünü fark ettik. Bitki materyaliyle bu sıcaklıkları daha aşağı nasıl düşürebiliriz, serinletme etkisini nasıl artırabileceğimizi çalışıyoruz. Hava sıcaklığı 40 derece ama sert zeminlerde, yüzeylerde, cephelerde yansıyan ışık nedeniyle bu sıcaklık 20-25 derece daha da artıyor. Bizi asıl sıkıntıya sokan 40 derecenin yanında bu 20-25 derecelik farklar. Bu farklar hem can hem de mal için zararlı ve olumsuzluk yaşatabiliyor.

Kamil Erken, su tüketimi az, kuraklığa dayanıklı bitkilerle sıcaklık etkisinin düşürülebileceğini dile getirdi.

Her taraf güzel olsun. Estetiği yüksek olan bitkiler olsun ” anlayışının kuraklık başta olmak üzere farklı sonuçlara yol açabileceğinin altını çizen Erken, şöyle konuştu:

Marmara Bölgesi’nde özellikle geniş yapraklı ve geniş taçlı, kaba dokulu meşe, defne, ıhlamur, at kestanesi gibi bitkiler kullanılabilir. Çam da kaba dokulu bitkilerdir. Bunların birçoğunun kuraklığa dayanımı da iyidir. Bu bitkiler tercih edilebilir. Bu konuda çalışma yapan insanlara doğal bitkilerin kültüre alınması, park ve bahçelerde kullanılmasıyla ilgili çalışmalar yapmamız gerekiyor. O bitkiler doğada sulanmadan yaşayan ve her bölgenin kendi ekolojisine uyum sağlayan bitkiler. Öncelikle bunların tespit edilip, kültüre alınıp kullanılması gerekiyor.”

“20 derece sıcaklık farkı belirledik”

Projenin yürütücüsü Araştırma Görevlisi Onur Aksoy da çalışmaların 1 yıldır devam ettiğini, 2026 yılı mart ayında projeyi bitirmeyi hedeflediklerini aktardı.

Farklı bölgelerde yapılan ölçümlerle hangi bitki türlerinin serinlemeye ne kadar etkisi olduğunu araştırdıklarını belirten Aksoy, şunları kaydetti:

Genellikle bitkisel materyallerin gölgesinde yapılan ölçümlere bakıldığında daha kapalı ve yoğun yaprak alan indeksi yüksek olan bitki türlerinin kentsel serinleme etki değerinin daha yüksek olduğunu fark ettik. Çınar, meşe, ıhlamur gibi Bursa’da doğal olarak yetişen bitki türlerinin kentsel serinleme üzerine olumlu etkiye sahip olduğunu gördük.”

Aksoy, bitki örtüsüne sahip bir alan ile sert zemin arasındaki sıcaklık farkına değinerek, şöyle konuştu:

Kent genelinde düşünecek olursak bitkisel materyal olan bir alan ile olmayan alan arasında yaklaşık 20 derecelik bir farkın olduğunu belirledik. Gölgede yapılan ölçümlere bakacak olursak da gölgedeki sıcaklıkların daha düşük olduğunu, sert zeminde bitkisel materyalin olmadığı alanlardaki sıcaklıkların daha yüksek olduğunu gördük.” (AA)

 

Related Posts

Twitter’ın kurucusundan WhatsApp ve Telegram’a rakip: Bitchat!

Twitter’ın kurucusu Jack Dorsey, internet bağlantısı gerektirmeyen yeni mesajlaşma uygulaması “Bitchat”in beta sürümünü tanıttı; uygulama Bluetooth ağı üzerinden çalışıyor.

İstanbul’da geçen Türk oyunu dünyada gündem oldu

Türk oyun stüdyosu Elyzio’nun yeni projesi “Pera Coda”, uluslararası oyun basınında geniş yankı uyandırdı.

Teknoloji sınır tanımıyor! Holografik asistanlar geliyor

Holografik teknoloji, bilim kurgu filmlerinden çıkıp gerçek dünyaya adım atıyor. Holografik asistanlar, üç boyutlu görüntüleme ve yapay zeka ile birleşerek hem bireysel hem de profesyonel yaşamda çığır açtı. Bilimsel araştırmalar ve uluslararası …

Apple’dan 2025 sonunda çıkacak modeller: İşte beklenen ürünler

2025 yılının ikinci yarısını geçtiğimiz şu günlerde, Apple yıl bitmeden piyasaya sürmeyi planladığı 15’ten fazla yeni ürünle teknoloji dünyasını heyecanlandırmaya hazırlanıyor. Yazılımda iOS 26 gibi büyük güncellemelerin yanı sıra, şirket donanımda da kapsamlı yenilikler sunacak.

Kredi kartının ön yüzündeki 16 rakam bu anlama geliyormuş

Kredi kartlarının ön yüzünde yer alan 16 haneli sayı rastgele değil, her rakamın belirli bir anlamı var. Bankalararası tanımlamalardan güvenlik kodlarına kadar uzanan bu sayı dizisinin şifrelerini çözüyoruz.

Yaklaşık 400 metre uzunluğunda, potansiyel olarak tehlikeli bir asteroit Dünya’ya yaklaşıyor

NASA’nın “potansiyel olarak tehlikeli” kategorisinde değerlendirdiği 393 metre çapındaki 2003 AY2 adlı dev asteroit, 22 Haziran Pazar günü Dünya’nın yakınından geçecek. Uzmanlara göre çarpma riski yok ancak bu tür geçişler, uzay tehditlerine karşı dikkatle takip ediliyor.