Kültür hayatında önemli yer tutan “edebiyat kahveleri” geleneği kitaplaştırıldı
Kültür hayatında önemli yer tutan “edebiyat kahveleri” geleneği, “Ben de Çay Parası Ödüyorum” adıyla kitaplaştırıldı. Fatih Belediyesi Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen tanıtım etkinliğine katılan kitabın yazarı Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Uysal, kitapta anlatılan kahvenin müdavimi olduğunu söyledi.
Edebiyat kahvelerinin kültür hayatında çok önemli yer tuttuğunu dile getiren Uysal, “Özellikle 19. ve 20. yüzyılda edebiyat kahveleri şairlerin, yazarların, üniversite hocalarının, öğrencilerinin devam ettiği, spordan siyasete, edebiyattan sanata kadar birçok konuyu konuştuğu ortamlardı” dedi.
Uysal, edebiyat kahvesi denildiğinde pek çok mekanın akla geldiğini belirterek, “Bu çalışma 1980 yılından günümüze kadar oluşan edebiyat kahvesi geleneğini ele almaktadır. 1980’de Erenler Kıraathanesi’nin açılmasıyla Çorlulu Ali Paşa’da bir edebiyat kahvesi ortamı oluştu” ifadesini kullandı.
“TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ ENTELEKTÜEL ORTAMLARINDAN BİRİ”
İnsanların bu kahvede birbirlerini tanıdığını, birlikte dergi çıkaranların, kitap, şiir yazanların, fikirlerini tartışanların olduğunu ve farklı dünya görüşlerinin bu mekanda bir araya geldiğini anlatan Uysal, şunları kaydetti:
“Bu anlamıyla Erenler Kıraathanesi nevi şahsına münhasır Türkiye’nin en önemli entelektüel ortamlarından birisi. ‘Ben de Çay Parası Ödüyorum’ kitabı, 1981’de Erenler yıllarıyla başladı ancak Erenler’deki edebiyat kahvesi ortamının son bulmasıyla bitmedi. Çünkü ondan sonra da devam etti bu gelenek.”
Geleneğin İLESAM, Yazarlar Birliği, Türk Ocağı ve Antik Kafe ile bugüne ulaşan dört dönemi bulunduğunu aktaran Uysal, “Bu dört dönem aynı Küllük ve Marmara’dan gelen geleneğin devamı. Fakat devamı olsa da kendi nevi şahsına münhasır kendi özelliklerini taşıyan orijinal bir yer. Her türlü fikrin tartışıldığı, her dünya görüşünden insanın geldiği fikir özgürlüğünün eşitliğin her türlü fikrin savunulduğu bir ortam burası” değerlendirmesinde bulundu.
Uysal, “Ben de bir kahve müdavimi olarak bu kahve benim için okul gibiydi. Kendim akademisyen olmama rağmen, abarttığımı düşünmeyin, bu kahvede öğrendiğim şeyler gündelik hayatımda okullarda öğrendiğim şeylerden çok çok daha fazla. Sadece bilgi değil, görgü, dostluk, arkadaşlık bunların çoğunu ben kahvede öğrendim diyebilirim” diye konuştu.
Alper Kanca’nın kitaba çokça destek verdiğini vurgulayan Uysal, altı senelik bir çalışmanın ürünü olan kitapta, yaklaşık 100 kişiyle mülakat yapıldığını, merhum Mevlana İdris’in yanı sıra Ekrem Ayyıldız’ın da kitabın editörlerinden olduğunu ve kitabın kapak tasarımının da kahvede oluştuğu bilgisini verdi.